Message
Resul, 10 sahife
İnsan oğlu yaratılmadan önce alemde nurdan yaratılan ve “melek” adı verilen değerli varlıklar mevcuttu. Melekler cinsiyeti olmayan varlıklardır.
Bir zaman geldi ki yüce Allah meleklere:
"Ben yer yüzünde bir halife yaratacağım" dedi. Melekler şaşkınlıkla:
"Sen yer yüzünde fesat çıkaracak, kan dökecek insanı mı halife yaratacaksın? Halbuki biz sana hamd ederek seni tesbih ediyoruz. Seni mukaddes biliyor, noksan sıfatlardan uzak olduğunu söyleyip itiraf ediyoruz." dediler.
Bu bir itiraz olmaktan çok, zikredilen sıfatları taşıyan varlığın Halife sayılmasındaki hikmeti anlama maksadına dayanıyordu. Allah:
"Ben sizin bilmediğinizi bilirim." dedi.
Arzdan alınan toprak yapışkan bir çamur haline gelinceye kadar ıslatıldı. (37-11) Daha sonra kokuşmuş bir balcık haline gelinceye kadar kendi haline bırakıldı. (15-28) Bu balçığa insan şekli verildi. Kurudu ve dokununca çömlek gibi, testi gibi ses verecek şekilde katı bir cisim oldu. (55-14) Ve yüce Allah meleklere :
"Ona kendi ruhumdan üfleyeceğim zaman derhal secdeye kapanın." (15-29) dedi. Yüce Allah, Adem (a.s)'ı yarattığı anda kendisine secde etmeyen tek bir varlık vardı. O da ateşten yaratılmış cinlerden olan şeytandı. Allah:
"Ey iblis! Seni secde etmekten alı koyan büyüklük taslaman mı yoksa kendini çok yükseklerde görmen mi?" dedi. İblis:
"Ben ondan daha hayırlıyım, beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın." dedi. İblisin yaptığı hatadan dolayı af dilemesi gerekirken inatla isyanını sürdürmesi karşılığında yüce Allah :
"Çık oradan! Muhakkak sen kovulmuş durumdasın. Ve artık kıyamete kadar lanetim senin üzerindedir." dedi. İblis:
"Ey Rabbim tekrar diriltilip kalkacakları güne kadar bana mühlet ver." dedi. Allah:
"Sen mühlet verilenlerdensin." dedi. İblis:
"Senin izzet ve şerefine yemin ederim ki, onların hepsini azdıracağım. Ancak iyi niyetli, samimi ve gösterişten uzak kullarım benim şerrimden yakalarını kurtaracaklar." dedi. Bunun üzerine Allah:
"Hak benim ve ben ancak hakkı söylerim. Yemin ederim ki onlardan her kim senin peşinden giderse kendine yazık etmiş olur. Çünkü cehennemi; sen ve sana uyanlarla dolduracağım." dedi.
Yüce Allah, Adem (a.s)’ı yaratınca eşiyle birlikte cennete koydu.
"Birlikte cennete yerleşin dilediğiniz yiyeceklerden yiyin ancak şu ağaca yaklaşmayın! Aksi taktirde zalimlerden olursunuz." dedi.Şeytan :
"Rabbiniz size bu ağacı yalnızca birer melek olmamanız, yahut ölümsüzlüğe kavuşmamanız için yasak etti. Ben gerçekten sizin iğiliğinizi isteyenlerdenim." diye yemin etti.
Bu şekilde onları kandırıp yasak meyveden yedirtti. Ve ikisinin de ayıp yerleri açıldı. Hz.Adem ve zevcesi bu duruma çok utandılar ve derhal cennet yapraklarını üzerlerine örtüler. Yüce Allah onları:
"Ben size bu ağacı yasaklamadım mı, haberiniz olsun bu şeytan size açık bir şeytandır, demedim mi?" dedi. Onlar:
"Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer sen bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz." dediler. Yüce Allah:
"Şeytan ve insan birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin. Orada yaşayacak, orada ölecek ve oradan dirilip çıkarılacaksınız."
Yüce Allah ilk insan olarak yarattığı Hz.Adem’e aynı zamanda peygamberlik görevi de vererek çocuklarının ikaz ve uyarısı ile görevlendirdi.
Adem aleyhisselam ve Havva annemizin dünyadaki beraberliklerinden birçok çocukları dünyaya geldi. Havva annemiz her doğumda bir kız bir de erkek çocuk dünyaya getiriyordu. Çocukların aralarındaki evlilikler; bir önceki doğan erkek ile bir sonraki kız, bir sonraki erkek ile bir önceki kız şeklinde idi. Ancak Kabil babasının emirlerine karşı çıkarak kendi ikizi ile evlenmek istedi.
Adem aleyhisselam ve eşinin cennetten kovulmasına neden olan şeytan dünya hayatlarında da boş durmuyor Adem aleyhisselam’ın çocuklarına vesvese vererek yoldan çıkarmaya çalışıyordu. Şeytanın fitne ve fesatlarına kanan Kabil kardeşi Habil’i öldürerek yeryüzündeki ilk kanı akıtmış oldu.
Kabil, uğruna kardeşini öldürdüğü kızı da yanına alarak baba ocağından kaçıp gitti. Aradan yıllar geçti ve onun da çocukları oldu. Kabil oğulları katı ve acımasız yürekli insanlar olarak tanındı. Onlar ilk defa ateşe tapan, putlara ibadet eden; zina, içki, kumar gibi haram işlerle uğraşan kimseler olarak yetiştiler.
Rivayetlere göre artık iyice yaşlanan Kabil, âmâ olarak doğmuş olan öz oğullarından birinin, başına fırlattığı taş sebebiyle öldü.