Hz.Nuh’un oğlu Sam’ın torunu Ad’ın soyundan (Ad Kavmi – Ahkaf Halkı)
Hicaz-Yemen Arasında
Hz.Nuh’un kavminin tufan felaketiyle yok edilmesinden sonra onun oğlu Sam’ın torunlarından ‘Ad’ isimli birinin soyundan gelen Ahkaf halkı muhteşem saraylarda, yemyeşil arazilerde yaşamakta, çeşit çeşit meyve ve süs bitkileri yetiştirmekte, vücutça iri yapılı ve güçlü olup, lüks ve şatafat içinde ömür sürmekteydiler.
Ahkaf halkına geçmiş dönemlerde birçok peygamber gelmesine rağmen onlar bu elçilerin sözlerini reddetmiş, ataları içinde bazılarının heykellerini yaparak onlara tapınmaktaydılar. Ayrıca aya da tapınıyor, onun Allah’ın yardımcısı olduğuna inanıyorlardı.
Yüce Allah, bu kavme içlerinden Hz.Hud’u peygamber olarak gönderdi. Soylu ve asil bir aileden gelen Hud aleyhisselam, orta boylu, esmer tenli, güzel yüzlü bir kimse olduğu gibi, son derece sabırlı, cesur ve bahadır bir insandı. Yüzündeki peygamberlik nuru ile kavmini Tevhid inancı olan İslam’a davet etmeye başladığında Ahkaflılar büyük bir şaşkınlık geçirdiler.
Ad’ın şımarık ve inatçı kafirleri onu alaylı bir tavırla dinlemeyip sözlerini kulak ardı ettiler. Bunca güç, saltanat ve iktidar öyle kolayca elden çıkacak şey miydi ki Hud onları hayali bir azapla tehdit ediyordu.
Sonradan birden üzerlerine bir kıtlığın çöktüğünü gördüler. Her zaman şakır şakır yağan yağmurlar durmuş, hiç alışık olmadıkları bir kuraklık başlamıştı. Ne var ki Ahkaflılar akıllarını başlarına devşirecek yaratılışta kimseler değillerdi. Bunun üzerine kendilerini ansızın yakalayacak olan azabı tattılar.
Önce hafifçe esmeye başlayan rüzgar, gittikçe şiddetlenmeye, eriştiği her yeri kavurup çürütmeye başladı. Sığındıkları evlerde ve kuytularda dahi kendilerini yakalıyor, sarıp sarmalıyor ve bütün iç azalarını çürüterek cansız biçimde yere düşürüyordu.
Yedi gece, sekiz gün boyunca esip durdu ve dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü saltanatlarından birini kurmuş olan Ad’ın medeniyetini tamamen yok etti. Ahkaf’ın dört bir köşesi çürüyüp mahvolmuş insan cesetleriyle doldu. Ağaçlar, saraylar, koca sütunlar çoktü, kumlar altında kaybolup gitti.
O uğursuz günün azabından kurtarılan Hazreti Hud ve kendisine iman edenler bir rivayete göre Mekke’ye hicret ettiler. Ve bir süre sonra da Hz.Hud vefat etti.